ÜLKÜCÜ HAREKET GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ RESİMLER
Sene 1975 Mersin Gümrük Binası Önü, MHP İl Binası Önü. Ülkücüler Başbuğ Alparslan Türkeş’i Bekliyorlar. Andımızı Okuyan Bir İlkokul Talebesi ve Yüzlerdeki Gülümseme… Geçmiş Zaman Olur Ki…
1980 öncesi dönemde mücadele eden Ülkücü Ağabeylerimiz beyinlerindeki fikri, yüreklerinde yanan ateşi okul önlerine, cadde ve sokaklarda en çok görünen dikkat çeken duvarlara yazarlardı. 3 Hilal Amblemi, MHP Yazıları ile süslenirdi duvarlar… Ülkücü Ağabeylerimizin duvarlara yazdığı başlıca sloganlar ise;
‘ Kanımız Aksada Zafer İslam’ın ‘
‘ Kahrolsun Komünizm’
‘ Milliyetçi Türkiye CcC ‘
‘Ne Amerika ,ne Rusya, ne Çin Her şey Türk tarafından, Türk’e göre, Türk için’
Gündüzden hazırlanan yağlı boylar, fırçalar, merdivenler, bazen de komünistlerin sloganlarını silmek için badana fırçası ve kireç… Gece yarısından başlayan koşturmaca sabah saatlerine kadar sürerdi.
Komünist militanlar köşe başlarında nöbet beklerler , Ülkücü Ağabeylerin üzerine kurşun yağdırırlardı. Böyle vakalarda Şehit verdiğimiz, yaralanan Ülküdaşlarımız da olmuştu….
Bu da yetmez gibi birde Ülkücülerin peşine düşen solcu Pol-Der’ li polisler yakaladıkları Ülkücü Ağabeyleri karakola çekip sabahlara dek işkenceler…. Geçmiş zaman olur ki….
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ ….
Ülkücü Şehit Ağabeylerimiz vardı bizim… Kiminin daha bıyıkları bile terlememişti… Kimi öğrenci, kimi sanayide çıraktı… Kimi henüz beyaz gelinliğini bile giyememiş Şehadete yürümüştü…
Ülkücü Şehit Ahmet Çebi ( Ortada )Trabzon Sürmene Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrencisi iken 16 Ocak 1979 Tarihinde kalbinden vurularak Şehadete yürüyen Ülkücü Ağabeylerimizden sadece biriydi… Rabbim Şehadetini kabul eylesin… Şehitlerimizin aziz ruhları için bir Fatiha’yı esirgemeyelim…
Bu kare hafızalardan hiç silinmedi…Omuzlardaki Yiğit ; Giresun Tirebolu’lu Ülkücü Şehit Mustafa Erol Ağabeydi… 1 Mart 1977 günü kanlı planlarını devreye sokan kızıl komünistler çaydanlık içine yerleştirdikleri el yapımı patlayıcılar ile terör estirdiler. İlk Olarak Fatih’te Erzurumlular yurduna saldırdılar. Aslında hedef belliydi , Yurtlarda kalan Ülkücüler… Erzurumlular Yurdu’nda can kaybı ve yaralı olmamıştı. İkinci hedefleri ise Çapa’da bulunan Adana Öğrenci Yurdu’ydu. Gözü dönmüş caniler el yapımı patlayıcıyı Halkalı Yem Sanayi’nde çalışan ülküdaşlarımızın kaldığı 6 numaralı odaya atarlar. Toz bulutu dağılıp, ilk şok atlatıldığında Mustafa EROL’un şehit düştüğü anlaşılır. Aynı odada kalan ülküdaşımız Sami SELÇUK ise sağ el baş parmağını kaybetmiş ve göğsünden yaralanmıştır. Sonradan yapılan incelemede komünistlerin Ülkücü işçilerin kaldığı 5 ve 6 numaralı odaları özellikle hedeflediği ve üçüncü katta bulunan bu odalara patlayıcıyı atabilmek için yurdun karşısında bulunan bir minibüsün üzerine çıktıkları tespit edilmiştir. Mustafa Erol Ağabey ve Tüm Şehitlerimize Rabbim’den rahmet diliyorum…
ÜLKÜDAŞLIK Kelimesini anlatan en iyi anlatan karelerden biri bu olmalı… Geçmiş zaman olur ki…
Yaralanan Ülküdaşlarına kan alabilmek için ceketlerini rehin bırakan Ağabeylerimiz…
GEÇMİS ZAMAN OLUR Kİ …
Ankara Çankaya Ülkücü Gençlik Derneği 1977
VE… 12 Eylül Mahkemelerinde haksızca yargılanan Yiğitlerimiz… Darağacına korkusuzca yürüyen, ölümleri korkutan Ülkücü Şehitlerimiz…
Onlar Hayatlarının Baharlarında İkbal Peşinde Koşmayıp,Ülkelerinin Bölünmemesi İçin Can verdiler.Onlar Örnek Alacagımız Can Ülküdaşlarımız ! Ahde Vefa Bize Onlardan kalan Miras.Peygamberimize Komşu Oldular.
Bugün Onları Rahmet ve Minnetle Yad ediyor, Şükranla Anıyoruz. Şehitlerimizin aziz ruhları için bir Fatiha’yı esirgemeyelim…
SEHPADAKİ ÜLKÜCÜLER
MUSTAFA PEHLİVANOĞLU; BURADA !
FİKRİ ARIKAN; BURADA !
HALİL ESENDAĞ; BURADA !
SELÇUK DURACIK; BURADA !
CENGİZ BAKTEMUR; BURADA !
İSMET ŞAHİN; BURADA !
AHMET KERSE; BURADA !
CEVDET KARAKAŞ; BURADA !
ALİ BÜLENT ORKAN; BURADA !
Onlar delikanlı çağlarında, genç kızlık zamanlarında,çocukları kucaklarında anneyken, babayken veya bu duyguyu tadamadan Hakk’a yürüdüler. Musalla taşına konup namazları kılınırken, “Er kişi niyetine” “tekbir alan her kişi, onların tam manasıyla “ER KİŞİ” olduklarını çok iyi biliyorlardı. Nefretin kucağında oturmayıp, muhabbetin ocağını tüttürdüler. Ötügen’den yola çıkan Oğuz nesli olarak Mekke’nin Tevhid nurunda yıkandılar. Gece vakti batmayan güneşi, secde de buldular. Onlar: garip kaldılar ve garip olarak öldüler; Onlar; imanlı bir Müslüman olarak, “garip gelip, garip gitmenin” haysiyet ve faziletini şeref bildiler ve şükür dualarını dillerinden düşürmediler. Çünkü Onlar; daha bıyıkları bile terlemeden,beyaz gelinliği giyemeden “Bir Güzel Ülkü’ye” sevdalanmışlar ve destan olmuşlardı dillere. Çünkü Onlar; ” Yufka yüreklerle çetin yollar aşılmaz” diyerek gözlerini daldan budaktan esirgemeden çıkmışlardı bu yollara.
1980’lerde kırdırılan bu nesil, Cumhuriyet Tarihi’nin Türkiye’yi yeni ufuklara taşıyabilecek en Ülkücü ve en enerjik nesliydi, yazık oldu. Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakuş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, Fahriye Altınok,Selçuk Duracık, Mustafa Pehlivanoğlu,Alper Tunga Uytun ve isimleri unutulan kahramanlar! Ne sizleri unutacağız ne de kahpe Eylülleri!
Bu vesileyle Ülkücü Şehitlerimize Cenab-ı Hakk’ın rahmet ve mağfireti, Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam’ın şefkat ve şefaatine mazhar olmalarını; hayatta olan 12 Eylül’ün gazilerine de hayırlı ömürler diliyor ve selamlarımızı sunuyoruz.
VE GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…
ÜLKÜCÜ SANIK YAHYA GÜNAŞAN
Kim ne derse desin, zulme karşı soylu bir direniş ve ihanetin bağrına saplanan hançerdir Ülkücülük!
Şehit Mustafa Pehlivanoğlu’na idam cezası veren ihtilâl mahkemesine tepki gösteren Ülkücü mahkum Yahya Günaşan.
Zulme karşı yalın yürek
Sehpalara yürüdüler gülerek
Tam beş bin yiğit tek tek
Dert sofrasından bal yediler
Baş verdiler, baş eğmediler!
Ne Diyorsunuz Lan …. Sizin İddianamenizi …. Diyerek haykıran 12 Eylül Mahkemeleri Sanığı YAHYA GÜNAŞAN Ağabeyi Rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz…
12 Eylül’ün Mağrur Yiğitlerini Rahmet,Minnet ve Şükranla Anıyoruz…
Ruhları Şad, Mekanları Cennet Olsun…
Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız…
Ne Eylül’de Soldurulan Ülkü Güllerini Unuttuk,
Ne De Eylül’de Kahpeleşen Cellatları !!! Ruhları Şad Cennet Mekanları olsun…
12 EYLÜL DARBESİ VE ÜLKÜCÜLER
BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ SALONA GİRERKEN HAKİMLERİ BİLE AYAĞA KALDIRTAN ÜLKÜCÜ HAREKETİN DİK DURUŞU
MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasıyla ilgili ilk duruşma başlarken, 1 No’lu sanık konumundaki Başbuğ Alparslan Türkeş salona girerken bütün sanıklar bir anda ayağa kalktılar ve İstiklal Marşı’nı gür bir sesle okumaya başladılar. Hakimler ve savcılar dâhil, herkes ayaktaydı.
12 Eylül darbesinden yaklaşık olarak bir yıl sonra, Ağustos ayında MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasında tam 587 sanık vardı. 4. Kolordu sahasında bu kadar sanığı alabilecek salon olmadığı için MHP ve Ülkücü Kuruluşlar sanıkları için 1200 kişilik özel bir mahkeme salonu yaptırılır. 945 sayfalık iddianamede Başbuğ Alparslan Türkeş ile 219 Ülkücü için idam istenmekteydi. Yapılan suçlamaysa; Devletin tek kişi tarafından yönetilmesi amacıyla ahaliyi birbiri aleyhine silahlandırarak toplu kıyıma yönlendirmek ti.
Alparslan Türkeş dışında bütün sanıklar, avukatlar ve gazeteciler salona alınmıştı.
Saat tam 9’a 3 kala Başbuğ, üzerinde lacivert bir takım elbise ve elinde siyah çanta ile kapıda göründü. O anda, salonu dolduran, yüzlerce Ülkücü birdenbire ayağı kalkıp hazır ola geçtiler. Başbuğ, kendinden emin adımlarla sanık sandalyesine doğru yürürken sanıklar hep bir ağızdan ve salonu çınlatan dev bir koro halinde İstiklal Marşı’nı söylemeye başladılar.
Avukatlar, Dinleyiciler, Gazeteciler ayağa kalkmak zorunda kaldılar. O sırada salona giren mahkeme heyeti ve savcı için de zor bir durum ortaya çıkmıştı. Otursalar oturamıyor, salonu oturtamıyor, ister istemez saygı duruşunda marşın bitmesini bekliyorlardı.
Başbuğ Alparslan Türkeş, çok kurnaz bir kararla, hem mahkeme heyetini, kendi örgütü karşısında ayağa dikmeyi başarmış, hem de “ülkeye asıl sahip çıkanların yargılandığı” mesajını bütün ülkeye, en anlamlı şekilde ulaştırmıştı. dönemin askeri yönetimi bu eyleme yayın yasağı koydu, ama o sahne, o gün orada olanların belleklerinden yıllarca silinmedi…
12 Eylül 1980 Sonrası MHP Genel Başkanı Başbuğ Alparslan Türkeş için mahkeme süreçleri başlamıştı. 15 Aralık 1980 günü Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Başbuğ ve Yargılanma sebebi; 30 Ekim 1978’de Almanya’nın Dortmund kentinde yaptığı salon toplantısında söylediği sözlerle hükümete hakaret ettiği gerekçesi.
12 Eylül 1980 tarihinde darbe yapıp, millet adına yönetime el koyduklarını söyleyenler şüphesiz en çok bu milletin evlatlarını, millet sevdalısı olan Ülküdaşlarımızı hedef aldılar. Yüzlerce Ülküdaşımız, yalancı şahitlerle desteklenmiş mesnetsiz iddialarla tutuklanmıştır. Tarihe kara bir leke olarak geçen bu dönemde vatan evlatları sanık sandalyesine oturtulmuş, iradesi prangalanmış, adalet terazisi olmayan hakim ve savcılar tarafından yargılanmıştır. Acı ile yoğrulmuş o günleri şüphesiz unutmamız mümkün değil.
Tek gayeleri vatanın birliği ve Türk milletinin bekası olan Ülkücüler, hapishanelerde, karanlık zindanlarda, hücrelerde yıllarca sorguya, hakaret, dayak, ve akıl almaz işkencelere maruz bırakılarak hürriyetlerinden yoksun bırakılmışlardır. Ölümle sınanmış, yağlı urganlarla imtihan edilmişlerdir. Başbuğumuz Cennet Mekan Alparslan Türkeş başta olmak üzere 587 Ülkücü ‘MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda idam ile yargılanmış, 5 yıl 11 ay 8 gün süren yargılama sürecinde Başbuğumuz Alparslan Türkeş 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştır.
Onlar Allah’tan başkasına boyun eğmeyen, Hak Davanın diz çöktürülmeyen kahramanlarıydı. Onlar cellâdına gülen gönül erleriydi. Millet için gün geldi Yavuz gün geldi Yunus oldular. Musalla taşındayken imamın ‘er kişi’ niyetine ifadesinin tam da karşılığıydılar. Herkes bilsin ki; Ülkücü Hareket, dün zulme, işkenceye boyun eğmedi, kula kulluk etmedi, tehditlere teslim olmadı. Hak yolda, Allah yolunda baş verdi, baş eğmedi. Bugün de Ülkücü Hareket, Vatan, Millet ve Allah yolunda yürümeye devam etmektedir. Vatan ve Millete yönelik her türlü kirli oyunu kurgulayan hayalperestler dün olduğu gibi bugün de Ülkücü Hareketin sarsılmaz çelikten iradesini karşılarında görecek, mukadder yenilgilerini tadacaklardır. Bu vesileyle tekrar başta Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i rahmetle anıyor, şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Ne zulmü ne de Ülküdaşlarımızı unuttuk. Acılarımız ilk günkü gibi taze, hafızamız ilk günkü gibi açık. Unutmayacağız, unutturmayacağız.
Ülkücü harekete yöneltilmiş en büyük zülüm ve adaletsizliğin alçak bir nişanesi olan 12 Eylül 1980 Darbesi gerekçesiyle idam edilerek şehit edilen başta 9 Ülkü Devi Ağabeylerimiz olmak üzere tüm Ülkücü Şehitlerimizi rahmet ve dualarla anıyoruz.
DARBECİNİN ADALETİ
CIA Ankara Şefi Paul Henze bizim çocuklar başardı diyerek Kenan Evren’in başını çektiği 12 Eylül 1980 darbecilerini kastederken gözleri parlıyordu. Bir sağdan bir soldan astık diyerek darbecinin adaletini gözler önüne seren Kenan Evren Senide unutmayacağız… 12 Eylül ve Kenan Evren, Türk Demokrasi Tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ …
Tarih Şahittir ki Ülkücüler asla boyun eğmediler…
Ülkücü Şehit Fikri Arıkan Ağabeyimizi rahmet,minnet ve dualarla anıyoruz. 27 Mart 1982
Tarih şahittir ki; Ülkücüler baş vermişler, ama baş eğmemişlerdir…
Etiketler: ' Kahrolsun Komünizm', ' Kanımız Aksada Zafer İslam'ın ', 1 Mart 1977 günü kanlı planlarını devreye sokan kızıl komünistler çaydanlık içine yerleştirdikleri el yapımı patlayıcılar, 1 No’lu sanık konumundaki Başbuğ Alparslan Türkeş salona girerken bütün sanıklar, 12 Eylül 1980 Sonrası MHP Genel Başkanı Başbuğ Alparslan Türkeş için mahkeme süreçleri başlamıştı., 12 EYLÜL DARBESİ VE ÜLKÜCÜLER, 12 Eylül ve Kenan Evren, 15 Aralık 1980 günü Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Başbuğ., 16 Ocak 1979 Tarihinde kalbinden vurularak Şehadete yürüyen Ülkücü Ağabeylerimizden sadece biriydi.., 1980 öncesi dönemde mücadele eden Ülkücü Ağabeylerimiz beyinlerindeki fikri duvar yazıları ile, 3 Hilal Amblemi MHP Yazıları ile süslenirdi duvarlar.., 9 Ülkü Devi Ağabeylerimiz olmak üzere tüm Ülkücü Şehitlerimizi rahmet ve dualarla anıyoruz., Alparslan Türkeş 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştır., Andımızı Okuyan Bir İlkokul Talebesi ve Yüzlerdeki Gülümseme MHP SENE 1975, baş eğmediler!, Başbuğ Alparslan Türkeş salona girerken bütün sanıklar bir anda ayağa kalktılar ve İstiklal Marşı’nı gür bir sesle okumaya başladılar., Başbuğumuz Cennet Mekan Alparslan Türkeş başta olmak üzere 587 Ülkücü ‘MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda idam ile yargılanmış, bazen de komünistlerin sloganlarını silmek için badana fırçası ve kireç., Bir sağdan bir soldan astık diyerek darbecinin adaletini gözler önüne seren Kenan Evren Senide unutmayacağız..., Bu da yetmez gibi birde Ülkücülerin peşine düşen solcu Pol-Der' li polisler yakaladıkları Ülkücü Ağabeyleri, CIA Ankara Şefi Paul Henze bizim çocuklar başardı diyerek Kenan Evren'in başını çektiği 12 Eylül 1980, Darağacına korkusuzca yürüyen, karakola çekip sabahlara dek işkenceler.... Geçmiş zaman olur ki.... MHP 1970 Lİ YILLAR, Kimi henüz beyaz gelinliğini bile giyememiş Şehadete yürümüştü..., Komünist militanlar köşe başlarında nöbet beklerler, MHP İl Binası Önü. Ülkücüler Başbuğ Alparslan Türkeş'i Bekliyorlar., MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasıyla ilgili ilk duruşma başlarken, minnet ve dualarla anıyoruz. 27 Mart 1982, Musalla taşındayken imamın ‘er kişi’ niyetine ifadesinin tam da karşılığıydılar. Herkes bilsin ki; Ülkücü Hareket, Mustafa Erol Ağabey ve Tüm Şehitlerimize Rabbim'den rahmet diliyorum..., Mustafa EROL’un şehit düştüğü anlaşılır., ne Çin Her şey Türk tarafından, Ne Diyorsunuz Lan .... Sizin İddianamenizi .... Diyerek haykıran 12 Eylül Mahkemeleri Sanığı YAHYA GÜNAŞAN Ağabeyi Rahmet, ölümleri korkutan Ülkücü Şehitlerimiz..., Omuzlardaki Yiğit ; Giresun Tirebolu'lu Ülkücü Şehit Mustafa Erol Ağabeydi., Şehit Mustafa Pehlivanoğlu’na idam cezası veren ihtilâl mahkemesine tepki gösteren Ülkücü mahkum Yahya Günaşan., SEHPADAKİ ÜLKÜCÜLER MUSTAFA PEHLİVANOĞLU; BURADA !, SENE 1975 MHP İL BİNASI ÖNÜ RESİM, Tarih şahittir ki; Ülkücüler baş vermişler ama baş eğmemişlerdir…, Tek gayeleri vatanın birliği ve Türk milletinin bekası olan Ülkücüler, Türk Demokrasi Tarihine kara bir leke olarak geçmiştir., Türk için', Türk’e göre, Ülkücü Ağabeylerimizin duvarlara yazdığı başlıca sloganlar ise;, Ülkücü Ağabeylerin üzerine kurşun yağdırırlardı., ÜLKÜCÜ HAREKET GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ RESİMLER, Ülkücü harekete yöneltilmiş en büyük zülüm ve adaletsizliğin alçak bir nişanesi olan 12 Eylül 1980, Ülkücü Hareketin sarsılmaz çelikten iradesini karşılarında görecek, Ülkücü Şehit Ağabeylerimiz vardı bizim... Kiminin daha bıyıkları bile terlememişti, Ülkücü Şehit Ahmet Çebi ( Ortada )Trabzon Sürmene Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğrencisi iken, Ülkücü Şehit Fikri Arıkan Ağabeyimizi rahmet, ÜLKÜDAŞLIK Kelimesini anlatan en iyi anlatan karelerden biri bu olmalı, VE... 12 Eylül Mahkemelerinde haksızca yargılanan Yiğitlerimiz, YAHYA GÜNAŞAN, yaralanan Ülküdaşlarımız da olmuştu...., Yaralanan Ülküdaşlarına kan alabilmek için ceketlerini rehin bırakan Ağabeylerimiz..., Yüzlerce Ülküdaşımız yalancı şahitlerle desteklenmiş mesnetsiz iddialarla tutuklanmıştır., zulme karşı soylu bir direniş ve ihanetin bağrına saplanan hançerdir Ülkücülük!, Zulme karşı yalın yürek Sehpalara yürüdüler gülerek, Zulme karşı yalın yürek Sehpalara yürüdüler gülerek Tam beş bin yiğit tek tek Dert sofrasından bal yediler Baş verdiler